20 Şubat 2016 Cumartesi

Madama Butterfly - İzmir Devlet Opera ve Balesi

Şubat ayının sonlarından herkese merhaba. 13 Şubat tarihli Madama Butterfly temsilinden izlenimlerimi derleyip sizinle paylaşmaya karar verdim. Erken davranıp satışa çıktığı gün biletlerimizi aldığımız için ön sıralardan yer bulabilmiştik. Her ne kadar Elhamra küçük bir sahne olsa da özellikle mimikleri görebilmek açısından önlerde oturmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Eser ilk kez 1904'te La Scala'da sahnelendiğinde gerekli ilgili görmemiş. Butterfly'ın ilk gecesinden sonra Puccini "İzleyici Butterfly'ı beğenmedi ama vicdanım rahat" diye telgraf çekmiş. Dönemin La Scala direktörü de bu eserin başarılı olacağını umuyorduk, bizi hayal kırıklığına uğrattı diyor. Hatta o dönemde İtalyan eleştirmenler tarafından epey eleştiriliyor. Fakat tam da bestecinin öngördüğü gibi, eserin sanatsal değeri ölümünden sonra anlaşılıyor.


Dünya prömiyerinde Cio Cio San'ı canlandıran
İtalyan soprano Rosina Storchio
Tıpkı natüralist yazarların romanları için yaptıkları gözlemler gibi o zamanlar natüralizme yönlenen Puccini de Butterfly için Japon etnografyasını ve müziğini incelemiş. Fakat bu incelemeler müziğe Japon melodileri eklenmesinden ziyade müziğe kaynaştırılmasıyla sonuçlanmış. Yani ilk duyduğumuzda "Evet, bu bir Japon ezgisi" demesek de sahneyle birlikte düşündüğümüzde müziği besleyen bi unsur olduğunu görebiliriz.
3 perde olan eserin ilk perdesinde, görev üzerinde Nagazaki'ye gelen Amerikalı deniz subayı Pinkerton burada tanıdığı geyşa Cio Cio San(Madam Butterfly) ile Japon adetlerine göre evlenmek ister. Bunun için Goro isimli bir çöpçatanla anlaşıp ev ve hizmetçi tutar. Pinkerton her ne kadar bu evliliği geçici bir eğlence olarak görse de Butterfly teğmenin kendisine gerçekten aşık olduğuna inanmaktadır. Kendi Japon benliğini inkar edip bundan sonra Amerikan olarak anılmak ister, hatta dinini değiştirip Hristiyanlığa geçer. Evlilik töreni sırasında bunun duyulması üzerine tüm akrabaları ona yüz çevirir ve birinci perde teğmenin Butterfly'ı avutmasıyla sona erer.
İkinci perdenin ilk yarısında Butterfly çocuğuyla birlikte aylar boyunca Pinkerton'ın Amerika'dan dönmesini bekler. Çevresindekiler eşinin gelmediğini ve Japon yasalarına göre artık evli sayılmadığını söylese de o "Amerikan usüllerine" göre evli olduğunu ve kocasının döneceğini düşünür. İkinci perdenin sonunda Pinkerton'ın gemisi Nagazaki limanına yanaşır. O sırada Butterfly ümitle -belki de bu operanın en dokunaklı aryası olan- "Un bel di vedremo"yu söyler.
İkinci perdenin ikinci yarısında Butterfly kocasının evine dönmesini beklerken Amerikalı bir kadınla evlenmiş olan teğmen yeni karısıyla eve gelir ve çocuğu alıp Amerika'ya götürmek ister. Bunu öğrenen Butterfly yıkılmıştır, yarım saat sonra çocuğu alabileceklerini söyler ve "Con onor muore" aryasından sonra harakiri yaparak intihar eder. Pinkerton geldiğinde Butterfly'ın cesedini bulur, çocuğuna sarılıp ağlarken perde kapanır.
Eser 3 perde olsa da İzdob yorumunda 3. perde yerine 2.perde iki yarıya bölünmüştü.(Hatta temsil sırasında ara yok muydu diye kafamız karıştı:)

Amerikalıların bencilliğini, emperyalist ilerlemeye bağlı kendilerini diğer kültürlerin otoritesi olarak görmelerini ima edilmiş. Doğrudan bir mesaj kaygısı gütmese de yerli Japon kültürünün "barbarlığı"na karşı Amerika'nın "demokratik" uygarlığını tercih eden Madam Butterfly karakterini incelemek bu algıyı görmek için yeterli.

Ve son olarak, bu operayı Elhamra yerine Ahmet Adnan Saygun'da izlemeyi daha çok isterdim çünkü burada hem salon küçük, hem akustikten midir mikrofondan mıdır bilmem, orkestranın sesi zaman zaman solistleri bastırıyordu. Dekorlar ise az ve özdü diyebilirim.
Madam Butterfly rolünde Derya Kırcalı Gürlük ve teğmen Pinkerton rolünde Mok Arranz'ı dinledik.
Bu sezon içerisinde izlemek isteyenler ellerini çabuk tutup bilet alırlarsa 5-7 Mart'ta Elhamra Sahnesi'nde izleyebilirler.

Sevgilerle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder